İzleyiciler

6 Aralık 2015 Pazar

YARIM KALMIŞ HİKAYELER

                     


                                   YARIM KALMIŞ HİKAYELER


   Dönüp ardına bakma 

   İlerleyemezsin...
   Neden arama bitişlere
   Yeniden başlayamazsın...
   Her bitiş yorar ama içinde yeni umutlar gizlidir.
   İyidir yeniden başlamalar.
   Tek bir yaşamda
   Çok kere reenkarne olmak gibidir...
   Her bitişin ana fikriyle başlayan
   Yeni hikayeler kurgularsın,
   Kendi hikayenin senaristi olursun.
   Sakın!
   Tek kişilik oyunlar yazma
  Oynarken sıkılırsın.

   Yarım kalan herşeyin sonunu merak ederiz . Beynimiz sürekli tamamlamaya çalışır yarım kalmış  hikayelerimizi. Atamayız kafamızdan bir türlü. Dönüversek o ana tamamlayıversek hikayelerimizi deriz zaman zaman. Ama ne o anlara dönebiliriz  ne de unutabiliriz yarım kalmış hikayelerimizi.

Bazen güzel şeyler adeta üşüşürcesine doluverir  hayatlarımıza. Şımarırız. Bizim için önemli olanı algılayamaz oluruz. Harcarız elimize geçen fırsatları. İş ,aşk farketmez. Her zaman bolluk içinde olacağımızı sanırız. Ama hayat kıtlık dönemleriyle doludur .Önümüze serilen fırsatları iyi değerlendiremeyen bizler özellikle de kıtlık zamanlarında bolca geri dönüşler yaşarız. Yarım kalan her şeyin sonu mükemmel oluverecekmiş yanılgısıyla hüzünleniriz.Yok ama öyle değil. Normalde yüzüne bakmadığımız yiyeceklerin kıtlık zamanlarında hasretle yüceltilmesi gibi bir durumdur bu.Zihnimizin bizi aldatmasına izin vermemeliyiz. Bazen öykülerimizin yarım kalmasının bizim için bir kurtuluş olduğunu unutmamalıyız.

Bir de geçmiş ve geçmişte yaşananlar , güzel anlarıyla hatırlanırlar çoğu zaman. Kaçan geyik büyük olur misali geçmişte bıraktıklarımızı tekrar tekrar hayatlarımıza sokmak isteriz. Ama zaman geçmiştir.

Şartlar değişmiştir. Yeni şartlarımıza eski yaşanmışlıklarımızı adapte edemeyiz.
Yarım kalan bir başarı öyküsü ya da bir aşk hikayesi olabilir. Unutmak zor biliyorum ama kendimizi ya da geçmişte bıraktıklarımızı yargılamadan eski hikayelerimizin sonunu yazmalıyız düşüncelerimizde. Yaşadıklarımızdan arta kalanı yaşayacaklarımızın mayası olarak kullanmalıyız belki de. Yeni koşullarımıza uygun yeni arayışlar soluk katacaktır hayatımıza.

DEVAM EDECEK-1

                                                   

Sevilmiş miydİ? Sevmiş miydi? Çılgınlar gibi olmasa da adam gibi. Hatırlamıyordu. Bazı silüetler beliriyor sonra çarçabuk kayboluyordu. Sevgiyi yüceltenler acaba gerçekten sevgiyi bulmuşlar mıydı?   Kahrolası dünyada kahrolası yalnızlığını yaşamak zorundaydı işte.Her başlangıç bir bitişin habercisiydi. Sevinçler de bitiyordu , acılar da.  Ama bağlanışların bitişi çok zor oluyordu. Sevmek alışmak,bağlanmak demekti. Sonuyla beraber ambalajlanmış bir hediye paketi gibi. Sevinçle açılan paket vaatlerle dolu olurdu. O her zaman aranan ama bir türlü bulunamayan mutluluk vaatleri baş döndürücü olurdu.Sonunu görmemeye çalışarak vaatlere kanardık. Bizimki farklı olacak diye düşünerek. Farklı olduğumuzu düşünmek doğamızda vardı. Bir tür  kendini beğenmeydi bu.Yoksa defalarca yaşanan sevmek ya da aşık olmak tuzağına düşer miydik?

    İflah olmuyordu işte bu ruh bu beden. Arıyordu diğer yarısını. İlişkisiz, sevgisiz, acıdan, didişmeden uzak huzur içinde yaşa belanı arama diyen mantıktan gizli ağlıyordu yürek. Bir başka çarpmak istiyor, bedeni kandırıp ele geçiriyordu.
Nasıl başladığını bile anlayamadan birçok bitiş yaşamıştı. Güçlü olmalıydı yürek. Mantıktan gizli çevirdiği dolaplar anlaşılırsa yaşayacağı çatışmadan korkuyordu .Mantık acımasızdı. Sivri diliyle yerden yere vururdu yüreği. Yürek hak verirken mantığa o derin ışık saçan bakışlar  gelirdi aklına. Bir de o bakışların nasıl olup birdenbire karardığı.

    Mantık diyordu ki, seveceksen önce kendini sevmek ile başla. Her bir uzvunu her bir özelliğini sev. Sen insansın ve biriciksin. Sende olan başkasında yok. Unutma sen bir tasarım harikasısın. Düşünülerek emek verilerek yaratılmışsın. Sevgiyi hak ediyorsun. Ama önce kendini değerli bulmalı ve kendini sevmelisin. Barışık olmalısın kendinle ve çevrenle. Affetmelisin sana hayal kırıklığı yaşatanları. Büyümelisin. Büyümek, olgunlaşmak, sevgiyi hissetmek affetmeyle gelir. Desteğe ihtiyaç duymadan ayakta durabiliyorsan ve gerçek anlamda kendini önemsiyorsan, etrafın sevgiyle dolacaktır.

    İşte bu zor geliyordu yüreğe. Bir bina inşa etmek istiyordu teras katından başlayarak.